Cilveloy Halk Oyununun Çıkış Öyküsü

Bu oyun Artvin’in bütün ilçelerinde kızlar tarafından oynanan bu oyun türkülü bir oyun olup, türküler erkekler tarafından söylenmektedir. Kızlar ise nakarat bölümünü seslendirmektedirler. Oyunun hikâyesi de her ilçede ayrı anlatılmaktadır.

1800 lü yılların sonlarında Murgul?da Bakır işletmesi faal duruma geldiğinde, İşletmenin bina kurulumu için eleman alımları yapılmış. Ortalık tam bir şantiye görünümüne bürünmüş. İşçi alımlarından itibaren tesisleşme anlamında idare ve konaklama amaçlı bina yapımları başlamış.

Kış başladığında da işler devam ediyor ve işçiler hem kerestelik hem de yakacak olarak kullanmak için ağaç kesimine ormana gidiyorlarmış. Yakacak olarak biriktirilen odunların yetersiz olduğu görülüyormuş. Ağaç kesimine gidilmesine devam edilmesi gerektiği dile getirilmiş. Havaların iyice soğuyup kar yağdığında ormandan odun getirilmesinin imkânsız olacağı da yörede yaşayanlar tarafından uyarı olarak söylenmiş. Kışın ne düzeyde sert geçeceğini hiç kimse bilemediği için yakacak temininin bol miktarda yapılması söylenmiş. Kışı fabrika kurulumunda çalışarak geçirecek olan tamamı Gürcü gençlerden oluşan bir ekip, havanın çok soğuk olmasına aldırmadan, ormana ağaç kesimine gitmiş. Başlarında yine Gürcü bir ekip şefi varmış.

İşçiler çalışmaya başlamışlar. Ama havanın çok soğuk olması nedeni ile ?nını nını? şeklinde sesler çıkarıp ellerini nefesleri ile ısıtmaya çalışıyorlarmış. Kendisı de üşüyen ekip şefi, işçilerin ısınabilmelerini sağlamak için onları elele tutuşturmuş ve yerlerinde zıplatmaya başlamış ve

?nayda nayda nanayda oy nanayda,

nayda nayda nanayda oy nanayda.?

Nakaratını söyletmeye başlamış. Böylece onları ısındırdığı gibi işi eğlenceli bir hale getirmiş, onların daha verimli çalışmalarını sağladığı gibi üşümelerini de kısmen önlemiş olmuş.

İşçiler bu söyledikleri nakaratı çok beğenmişler. Şantiyeye geldiklerinde de olur olmaz yerlerde eğlence amacı ile söylüyorlarmış. Şantiyeye yemek ve temizlik için gelen genç Gürcü bayanlar, erkeklerin bu hareketlerini görmüşler ve erkekleri taklit ederek kendi aralarında aynı hareketleri yaparak eğlenmişler. Kızlar daha sonra oyuna kendileri de başka figürler ilave etmişler.

Kışın bölgede yapılan bir düğüne davet edildiklerinde Gürcü genç işçiler, kendi yaptıkları hareketlerle kızların oyun oynadıklarını görünce çok şaşırmışlar. Erkeklerin, ağaç keserken üşümemek için yaptıkları hareketi oynarken yapmaya başladıklarında, oyunu oynayan kızlara, Gürcüce mısralarla eşlik etmeye başlamışlar. Erkekler mısrayı bitirince, kızlar da ?Cilveloy nanayda? şeklinde olan nakaratı söylüyorlarmış.

Bu hareketler ve söylenen sözler o kadar beğenilmiş ki, Gürcüler yanında, yörede yaşayan Laz ve Hemşinliler de bu nakarata kendi dillerinde sözler uydurup oynamaya başlamışlar. İş bitimi kendi ilçelerine giden bu gençler bu oyunu kendi ilçelerine götürmüş ve oralarda da oynanmasını sağlamışlar.

CİLVELOY tüm ilde, kızlar tarafından oynanan bir ?beğendirme? oyunudur. Zaten yörede sadece kız ve sadece erkeklerin oynadığı oyunlar ?beğendirme? oyunlarıdır.

Zamanla bu oyunda çok değişik anlamda ve Türkçe, Gürcüce, Lazca ve Hemşin?ce dillerinde dörtlükler söylenmiştir. Sadece söylenmekle kalmamış, her ilçede bu oyunla ilgili değişik hikâyeler de yaratılmıştır.

Her ilçe bu oyunu sahiplenmiştir. Ancak, CİLVELOY oyunu ilk defa soğuk bir kış günü Murgul bakır işletmelerinde çalışan Gürcü genç erkekler tarafından oynanmış olup daha sonra yine Gürcü genç kızlar tarafından ilk defa Murgul?da oynanmış ve buradan tüm Artvin ilçelerine yayılmıştır.

Artvin’in tüm ilçelerinde ve neredeyse aynı figürlerle oynanan bir kız oyunu olan Cilveloy oyunu için tüm Artvin ilçelerinde değişik hikâyeler söylenmektedir.

Bu oyunun Arhavi?de anlatılan hikâyesi;

Köyün en güzel kızı babası da çok zengin olan birisidir ve fizik olarak da çok güzeldir. İşin ilginç olan yanı da kız bu durumdan dolayı çok kibirli ve kendini beğenir durumdadır. Ev ve tarla işlerinde de çalışmamakta ve her isteği ailesi tarafından anında karşılanmaktadır. Yıllar geçer ama kimse kızı istemeye cesaret edemez. Kendisi de toplum içine çok girmemektedir.

Köyün erkekleri kızın bu durumundan dolayı onu her gördükleri yerde hicveden sözler söylemektedirler Figürleri, yürüme ve sekme figürlerinden oluşmaktadır.

Oyununun Lazca sözlerinden örnekler:

Kale bozo meleni,

Mole var mogaleni.

Duzişi gegapeyi,

Oktiz var gogaleni.

Kale bozo soniye,

Dido oroponiye.

Jur gvaz ko gogağfeti,

Dido toloponiye.

Kale bozo meleni,

Mole varmogaleni.

Gaşkuyinen çkimişe,

Ğfala var gogaleni.

Kale bozo meleni,

Mole var mogaleni?

Mele, mole bibirat,

Çkimde var mogaleni?

Mele, mole mot gulu,

Kale bozo so ulu?

Komoxti na ko moxti,

Uskaneli var bulu.

Artvin?in diğer ilçelerinde de neredeyse aynı figürlerle oynanan bu oyunda söylenen Türkçe sözlerin anlamları tamamen farklı anlamlardadır.

İndim dere ırmağa,

Zeytin dalı kırmağa.

Geldim seni almağa,

Başladın ağlamaya.

Çamın altı pıtırak,

Gel beraber oturak.

Bir sen söyle bir de ben,

Bu sevdadan kurtulak.

Dere boyu gezerim,

Söğüt dalı keserim,

Nerde bir güzel görsem,

Gözlerimi süzerim.

Karşıda gül, menevşe,

Gel güneşe, güneşe,

Senin yârin gül ise,

Benimki de menevşe.