Arhavi’nin Coğrafyası

Arhavi yüzey şekilleri açısından genel olarak dağlık ve engebeli bir görünüm arz etmektedir. İlçenin yüzey şekilleri ana hatlarıyla Doğu Karadeniz dağları ve Kavak (Kapisre) deresi ile ona bağlanan derelerin derince yardığı vadiler oluşturur. Yörede ilçe merkezinin üzerinde yer aldığı ova haricinde hiç ova yoktur.

Arhavi de 8 km’lik sahil şeridi boyunca Kavak deresinin oluşturduğu ova haricinde kıyı oldukça dik ve falezlidir. Kıyı düzlüğünün büyük bir kısmı, iri birikinti malzemeleri ile Rize-Hopa karayolu tarafından kaplanmıştır. İlçe merkezinde genişliğin artması ile yer yer kum şeritleri ve küçük çapta plajlara da rastlanır. Kıyı boyunca hakim kıyı şekilleri falezler, taraçalar ve girinti çıkıntılardır. Ancak taraça ve falezler Rize-Hopa karayolu inşaatı sırasında da geniş ölçüde tahrip edildiği için her yerde belirgin değildir. En belirgin ilçe merkezinin hemen kuzey doğusunda yer almaktadır. Artvin-Hopa arasındaki karayolu ulaşımı bu taraçanın altında inşa edilmiş olan tünelden sağlanmaktadır. Genişliği 100 metre civarında bu taraçanın hemen eteğinde yüksekliği 25-30 metre civarında olan yörenin en belirgin falezi yer almaktadır. Yöredeki tek ova olan ilçe merkezinin kurulduğu saha, Kavak deresinin getirdiği alüvyonlar ve irili ufaklı çakıl taşları ile oluşmuştur. Kıyıdan 5 km kadar içeriye girmektedir. Ova batı kesiminde Kavak deresinin biriktirmesine devam etmesi sonucu denize doğru bir girinti yapmıştır.

İlçenin topografyasının oldukça engebeli ve arızalı bir yapı arz etmesinde özellikle Kavak deresi ve ona bağlanan Şahinkaya, Ağara, balıklı, Çifteköprü ve Lome deresinin araziyi derince yarması ve aşındırmasıdır. Bu nedenle yöreden kıyı düzlüğü ile kabaca 2000 metre arasında basık sırtlara hemen hiç rastlanmaz. Kavak deresi ve ona bağlanan kolların açmış olduğu derin vadiler aynı zamanda ilçedeki en önemli ulaşım güzergahlarını oluşturur.

Arhavi’de en hakim topoğrafik şekiller olan dağlar özellikle güneye doğru 3000 metreye kadar yükselirler. Başlıca zirveler Kızıltepe(3210m), Çatkaya(2985m), KoyunYaylası(2292m), Mete(2142m), Dikme(2068m), Vat(1180)m, Ağra(1143m), Baştepe(1049m), Demirağa(1013m)’dır. Kuzeyden güneye doğru hızla yükselen arazi yapısı içerisinde yaylalarda güneyde yer tutmaktadır. 30-2000 metre yükseklikte çok sayıda yayla bulunmaktadır. Başlıcaları Ağara, Soğuksu, Şenyurt, Yazlık, Pınarlı, Akıncılar, Güneşli, Mete, Aydınlı, yaylarıdır. Buzul aşındırması etkili olduğu bu kesimde irili ufaklı birçok göl bulunmaktadır. Bunların başlıcaları Gadit, Sarıgöl, Alacal, Büyükağara, Küçükağara ve Karagöllerdir.

İklim Özellikleri

Herhangi bir yörenin ekonomik faaliyetleri üzerinde iklimin gerek direk gerekse dolaylı etkileri olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Gerçektende iklim şartları, toprak özellikleri, bitki örtüsü, yetiştirilen ürünler, hayvancılık faaliyetleri, turizm ve sanayii faaliyetleri gibi birçok sahada direk veya dolaylı etkiler yapmaktadır. Yayla yaşamıyla yörenin ekonomik faaliyetlerine geçmeden önce bu faaliyetler üzerinde önemli etkiler olan iklim koşullarının fazla detaya girilmeden incelenmesi gerekmektedir. Ancak iklim başlı başına bir inceleme konusu olduğu için sadece yörenin sıcaklık ve yağışlı koşulları ile yıl içerisindeki dağılımını incelemek gerekir.

Arhavi ve yakın ahalisi, Karadeniz kıyı kuşağında olduğu gibi her mevsim yağışlı, ılık kışları ve oldukça yüksek ılık sıcaklık ortalamaları gösteren Karadeniz ikliminin etkisi altındadır.

Arhavi (12 m)’nin yıllık sıcaklık ortalaması 14.9 C iken yıllık toplam yağış miktarı 2265.5 mm olarak belirlenmiştir. Değerlerden özellikle dikey yönde yükseltiye bağlı olarak önemli değişmeler olmaktadır.

Ayrıca yöredeki en uzun akarsu olan Kavak (30.8 km) deresi ve kollarının oluşturduğu derin vadiler ile yamaç düzlükleri arasında günlük sıcaklık farklarından dolayı hava hareketleri oluşmaktadır. Biz bu hava hareketlerine vadi veya dağ meltemleri diyoruz. Bu hava hareketleri mikro düzeyde sıcaklığı artırıcı veya azaltıcı etkilerde bulunur. Yukarıda verilen tablo incelendiğinde Arhavi de sıcaklığın dağılışında enlemle ters bir orantı vardır. Güneye gittikçe sıcaklığın artması gerekirken yükseltiye bağlı olarak sıcaklık azalmaktadır. Yine yükseltiye bağlı olarak yağış miktarının önemli bir ölçüde arttığını görmekteyiz. Bunda yükseltiyle bir orografik uzanış en önemli etkiyi oynamaktadır. Denize paralel uzanan Karadeniz dağ kuşağı denizden gelen nemli hava kütlelerine geçit vermez ve orografi yağışlarına neden olur.

Sıcaklık ve yağışın yıl içindeki dağılımına gelince; yörede (Arhavi 12m) yılın en sıcak ayı (Temmuz)’nın ortalaması 22.1 C, en soğuk ayı (ocak)’nın ortalaması 80.5 C gerçekleşirken en yağışlı ay (Ekim)’in ortalaması 266.7 mm , en az yağış düşen ay (Mayıs)’ın ortalaması 84.8 mm kadardır. Yıllık sıcaklık amplitütü 13.6 C’dir. Yıllık yağış amplitütü ise 181.9 mm kadardır.

Yöreden en yağışlı mevsim sonbahar iken yağışın en az düştüğü mevsim ilkbahardır. Fakat mevsimler arasında çok belirgin farklar yoktur. Yağış aşağı yukarı her mevsime düzenli bir şekilde yayılmıştır. Bu düzenli yayılış sıcaklık için de geçerlidir. Ancak bazı yıllarda görülen ani sıcaklık düşüşü don olaylarına neden olmakta, bundan da yöredeki kültür bitkileri oldukça zarar görmektedir. Mesela çay bitkisi genellikle dona dayanamaz. Ağaç geliştikten sonra -4 ° lik soğuğa rahatlıkla karşı koyar. Fakat bu düşük sıcaklıklar uzun müddet devam ederse elde edilecek çayın kalitesi düşer.

Yörede normal yıllarda bitkiler Mart ayında çiçek ve yaprak açar, Haziran Temmuz aylarında meyve verir ve Eylülde de yaprak dökmeye başlar. Ancak bilumum sıcaklıklara bağlı olarak yıldan yıla değişir. Mesela kışların yumuşak geçtiği yıllarda erken, sert soğuk geçtiği yıllarda daha geç yaprak açar. Toprak ekme tarihleri ise kışın erken geldiği yıllarda genellikle 1 – 20 Eylül (bu durum nadir görülür) geç geldiği yıllarda 15 – 25 Eylül arasındadır. Bunun yanında yörede ekim ve dikim tarihleri de bu şartlara bağlı olarak değişir. Mesela; yörenin başlıca tahılı olan mısır genellikle Nisan sonlarında ekilir. Kışın sert geçtiği yıllarda Mayısa kayar. Fasulye, domates, salatalık vb. ürünlerin ekim tarihleri Nisanın ilk yarısına rastlamakla beraber, bu ürünlerin ekimi Nisanın ikinci yarısına kayar.

Sonuç olarak yörede bol yağışlı yüksek sıcaklık ve düzenli bir yağış dağılışı görülmektedir. Bu da bulutlu, sisli ve kapalı hava şartlarında olmaktadır. Ancak bu iklim şartları yörede çay, mısır, kivi, fındık, turunçgiller vb… gibi sıcaklık ve yağış istekleri fazla olan ürün ve kültür bitkilerinin yetişmesine olanak sağlamıştır.

Bitki Örtüsü

Herhangi bir yerin ekonomik durumunu tespit ederken bitki örtüsü önemli ipuçları vermektedir. Mesela herhangi bir yerde bitki örtüsü otlarla, kısa boylu ılımsı ve yaprak yüzeyleri dar olan bitkilerden oluşuyorsa genel olarak o yörede az yağışlı ve sıcak bir iklimin hakim olduğu söylenebilir. Dolayısıyla bu yörede aldık ihtiyacı fazla olan ürünler yetiştirilmektedir. Ayrıca asıl önemlisi çalı formasyonu nedeniyle yörede küçük baş hayvancılık faaliyetlerinin daha yoğunlaşacağını söyleyebiliriz. Bunun yanında yöremizde olduğu gibi geniş yaprakları gür ve bit bitki örtüsü de bol yağışlı ve elverişli sıcaklık şartlarına işaret eder. Bunun ucunda bu yörede su ve sıcaklık ihtiyacı fazla olan ürünlerin tarımının yapıldığı, arıcılık faaliyetleri ile büyük baş hayvancılığın önemli olduğunu söyleyebiliriz.

Bu misallerle bitki örtüsünün ekonomik faaliyetlerin şekli üzerinde ve yorumlanmasında önemli olduğu anlaşılmaktadır. Bitki örtüsü bahsinde belirtilmesi gereken ilk husus; yörenin geniş ölçüde nemcil bitkilerle kaplı olduğudur! İkinci önemli husus yörenin tabii bitki örtüsünün çok gür, sık ve zengin olmasıdır. Bu hususlar yörenin tamamı için geçerlidir. Ancak kıyıdan itibaren yamaçlar boyunca bazı farklılıklar belirmektedir. Bu farklılıklar daha ziyade belirli yüksekliklerde belirli türlerin hakim duruma geçmesi şeklinde göstermektedir. Bunun neticesinde dikey yönde 4 ayrı yükseklik basamağı belirmektedir. 

a) Kıyıdan yaklaşık olarak 750 metre yüksekliğe kadar olan saha geniş yapraklı kıyı ormanları ile gür ve sık bir orman formasyonu ile aynı zamanda da zengin bir orman altı formasyonundan mürekkep bu yükselti basamağı “kolşik flora” adıyla da tanınmaktadır. Yörenin bitki örtüsünün açıklanmasında ana hatlarıyla Besim DARKOT’ UN “Karadeniz bölgesi ders notları” (1976) ile geniş ölçüde Alaaddin TANDOGA’NIN (1972) yöremize komşu Çayeli-Pazar yöresinin fiziki coğrafyası hakkında yapmış olduğu çalışmalarından faydalanılmıştır. Zira bitki örtüsü bakımından araştırma sahamız olan Arhavi ilçesi ile Çayeli – Pazar yöresi arasındaki farklar yok denecek kadar azdır. Bu husus söz konusu yöreler gezildiğinde açıkça görülecektir. Bu basamağın hakim ağacı Sakallı Kızı ağaçtır. Diğer türleri Kayın, Kestane, Ihlamur türleri, Gürgen, Karaağaç ve Çınar oluşturur. Bunlardan Sakallı Kızı ağaç ve Karaağaç akarsu vadileri boyunca ormanların üst sınırına kadar çıkar. Karın 600-1200 metreler arasında sık topluluklar halinde olmak üzere 1500 metre yüksekliklere kadar çıkar. Kestane toplulukları 500-600 metre yüksekliklere kadar görülürken gürgen seyrek olarak 1800-1900 metreye kadar çıkar. Trabzon hurması ve yabani Kiraz ise ancak 400-500 metre yüksekliklere kadar görülebilmektedir. Yine bu yüksekliklere kadar diğer türlerle karışık olarak Defne, tespih ağacı ve Şimar ağacı da görülmektedir. Hopa’ya doğru ise kısmen Sarı Çama rastlanır.

Kıyı ormanlarının orman altı bitki örtüsünü yörede kumar adıyla bilinen orman gülü türleri, ayı üzümü, böğürtlen türleri, eğrelti otu türleri, ısırgan otu ve benzeri su bitkiler temsil etmektedir. Ayrıca yaban asma, ak asma ve sarmaşık da yaygındır.

Bu yükseklik basamağı yöremizde kültür bitkilerinin de yegane yayılış alanıdır. Bu nedenle kültür bitkilerine de kısaca değineceğiz. Yörenin başta gelen en önemli kültür bitkisi çay ve fındık olup 0-500 metre arasında görülürken çay yer yer 750 metre hatta 1000 metreye kadar çıkar. Fındık ise 450 metrenin üzerine pek çıkmaz. Yörenin diğer önemli kültür bitkileri ise ceviz, elma ve armut türleri, kiraz, kara yemiş, erik türleri, muşmula türleri, seyrek olarak nar, portakal, mandalina, limon, greyfurt, ve üzüm oluşturmaktadır. Bunlardan ceviz ağacı ve bazı erik türleri 0-850 metre yüksekliğe kadar çıkarken diğerleri genellikle 500 metre daha aşağı seviyelerde görülür.

Yörede ve ülkemizde henüz çok yeni olan diğer bir kültür bitkisi de kividir. Kivi sadece bu basamak da tarımı yapılan bir kültür bitkisidir.

b) Genellikle 750-800 metre yüksekliklerden başladığını söyleyebilirsek de yörede geniş ve iğne yapraklı ağaçlardan müteşekkil karışık ormanların sınırını kesinlikle çizmek mümkün değildir. Çünkü iğne yapraklılara kıyının hemen gerisinde rastlamak mümkün olduğu gibi bazı geniş yapraklı türlere de 1000 metrenin üstünde rastlanmaktadır. Karışık ormanlar yaklaşık olarak 800-1400 metre yükseklikler arasında yer aldığını söyleyebiliriz. Bu katın yaygın türleri geniş yapraklılardan Sakallı Kızı ağaç, Kayın, Kestane ve Gürgen ile iğne yapraklılardan Ladin ve Çam türlerinden müteşekkildir.

Bunlardan Kestane 1000 metre yüksekliklere kadar çıkmaktadır.
Orman altı bitki örtüsü yine orman gülü türleri, Ayı üzümü, Eğrelti otu türleri, Isırgan otu ve diğer otsu bitkilerden müteşekkildir. Bunlar dışında Şimşir dağınık fakat yaygın olarak görülür.

c) Yüksekliğin artması ile yavaş yavaş iğne yapraklı türler hakim duruma geçer. Her ne kadar Sakallı Kızıl ağaç ve yabani kara yemiş orman üst sınırına kadar çıksa da 1600 metreden daha yukarıda iğne yapraklı ağaçların hakimiyeti kesin olup özellikle vadi yamaçları ve sırtları saf iğne yapraklı topluluklar tarafından kapalıdır.

Hakim tür Doğu Ladini olup orman üst sınırına yakın yüksekliklerde Kafkas gök narı da yaygın bir şekilde görülmektedir. Ayrıca bu katta Karaçam da önemli ölçüde görülmektedir.

Orman altı bitki örtüsünü geniş ölçüde orman gülleri oluşturmaktadır. Buna vadi içerisinde diğer otsu türler de eklenir.

d) Yöremizde ormanlar orman üst sınırını teşkil eden ve en az bir kesim tarafından yapılmasına rağmen yaylacılık faaliyetlerine sahne olan 2000 metre yüksekliklerden tamamen tahrip edilmiş ve bu yüksekliklerden itibaren dağ çayırlar hakim duruma geçmiştir.

Turuncu ve beyaz renkli küçük dağ zambakları ile papatyalar gibi çeşitli türlerin yer aldığı bu sahada çayırların yanında lekeler halinde bir tür orman gülü çalılıkları yer almaktadır.

Yani kısacası Arhavi’nin iklimi, yazları serin, kışları ılık ve hemen hemen her mevsim yağışlıdır. Yağışlar genellikle yağmur şeklinde oluşması Karadeniz Dağları’nın Kuzey Anadolu’nun soğuk iklimine kalkan görevi yapması yöreye ılıman iklimin hakimiyetini sağlar. Bitki örtüsü de yağışlara paralel olarak kıyıdan 2000 m yüksekliğe kadar çeşitlilik gösteren gür ormanlarla kaplanmasına neden olmuştur.

Hemen hemen her cins bitkinin varlığı ile tanına Arhavi Türkiye’nin en çok yağış alan Dikyamaç köyü ilçe sınırları içerisindedir.

Bu özelliğinin yanında Arhavi’de farklı iklim kuşaklarına ait bitkilerin yan yana yaşadığı görülür. Örneklersek ilki Akdeniz bitkisi olan Turunçgiller ile Çay, Muz ile Kızılağaç, Zeytin ile Kara yemiş, Palmiye ile Trabzon Hurması, Çam ile Kestane, İncir ile Fındık Arhavide yan yana yaşayabilmektedirler ancak ikinci grupta yer alan Çay, Kızılağaç, Kara yemiş, Trabzon Hurması, Kestane ve fındık gibi Karadeniz bitki topluluğuna ait ağaçlar Akdeniz de, Akdeniz bitki toplulukları ile yan yana yaşayamamaktadır. İşte bu farklılıkları sadece Karadeniz Bölgesinde görebilirsiniz. Bize göre gerekçesi yaz ve kış mevsimleri itibariyle ısı farkının az oluşu gece ile gündüz arası izotermin yakınlığı sonucu yağışların çokluğu yeşil örtüyü ve mutabakatı sağlıyor., espri yerinde ise Arhavi de tek renk vardır oda yeşil ayrıca yeşilin tonu sayılamayacak kadar çoktur.